israrli takip ve artan kadin cinayetleri


Kadına yönelik şiddet, dünyada ve Türkiye’de önemli bir insan hakları sorunudur. Bu şiddetin uç noktasını oluşturan kadın cinayetleri; toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kültürel normlar, hukuki eksiklikler ve uygulama boşlukları gibi pek çok faktörün bileşkesi olarak ortaya çıkmaktadır.

Toplumda sıkça “sevgi gösterisi”, “kıskançlık”, “peşini bırakmamak” gibi romantize edilen bazı davranışlar, aslında kadınlar üzerinde ağır travmalara ve güvenlik tehdidine yol açmaktadır. 2022 yılında Türk Ceza Kanunu’na eklenen 123/A maddesi, bu davranış biçimini nihayet bağımsız bir suç olarak tanımladı: Israrlı Takip.


NEDİR ISRARLI TAKİP ?

Israrlı takip; bir kişinin, hedef aldığı kişiye karşı tekrar eden, kasıtlı, huzur bozucu davranışlarla iletişim kurmaya çalışması, fiziksel olarak veya dijital ortamda takip etmesi; mağdurda korku, huzursuzluk yaratması; yaşam güvenliğinin tehdit altında algılanmasına yol açması gibi unsurlarla tanımlanır.


TÜRKİYE'DE MEVCUT DURUM

Türkiye’de her üç kadından biri ısrarlı takibe maruz kaldığını bildirmektedir.

En yaygın biçimleri arasında ise, ısrarlı telefon aramaları, mesajlar, sosyal medya üzerinden temas girişimleri, yaşanan yerin takip edilmesi gibi davranışlar yer almaktadır.

Şüpheli kadın ölümleri de son yıllarda artış göstermiş durumdadır. Örneğin, Türkiye’de son yedi yılda şüpheli kadın ölümleri yaklaşık %82 artmıştır.

Kadınların, yakın çevresinden, partnerlerinden veya eski eşlerinden maruz kaldıkları şiddet ve takip olayları, cinayetlere giden süreçlerde önemli risk faktörlerindendir. Israrlı takip gibi davranışların, fiziksel şiddet öncesinde bir uyarı işareti olduğu kabul edilmektedir.



HUKUKİ DÜZENLEMELER VE MEVCUT YASAL ÇERÇEVE

• Türk Ceza Kanunu (TCK): ‘Eziyet Suçu’ kapsamında, huzur ve sükûnu bozma, mağdurda korku meydana getirme gibi yönleriyle ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak “ısrarlı takip” kavramı daha önce müstakil bir suç olarak açıkça düzenlenmemişti.

• 6284 Sayılı Kanun – Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun: Kadınları, çocukları, aile bireylerini ve istenmeyen ısrarlı takip edilen kişileri koruma altına almaktadır.



YENİ GETİRİLEN DÜZENLEMELER

*  TBMM’ye sunulan yasa teklifi ile 2022 yılında Türk Ceza Kanunu’na 123/A maddesi eklenerek, böylece Israrlı takip artık bağımsız bir suç olarak düzenlenmiştir. Buna göre;

TCK m.123/A “Mağdur’un huzur ve sükûnunu bozmaya elverişli şekilde, fiziken veya iletişim araçlarıyla ısrarlı olarak takip eden kişi hakkında, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

Şikâyete bağlıdır.

Mağdurun kadın olması halinde fail hakkında uzaklaştırma ve koruma tedbirleri de alınabilir.

Cezalar, nitelikli hâllerde artırılır. , Özellikle:

Suçun eski eş veya partner tarafından işlenmesi,

Çocuğa karşı işlenmesi,

Koruma kararı varken tekrarlanması,

Kamu görevlisine karşı yapılması hâlinde ceza 1 yıldan 3 yıla kadar çıkabilir


SORUNLAR VE EKSİKLİKLER:

1-Uygulama Eksikliği: Dahili koruma kararları alınıyor; ama bu kararların denetimi, uygulanması ve takibi zayıf kalıyor. Bazı durumlarda, koruma kararına rağmen failin eylemleri ne yazık ki devam ediyor. Şikayet edilen vakalarda delil yetersizliği, failin ceza almayışı, takipsizlik kararları gibi durumlar yaşanıyor.

2- Toplumsal Farkındalık ve Kültürel Normlar: “Aşk”, “sadakat” gibi söylemlerle ısrarlı takip normalleştirilebiliyor; mağduriyet hafifletiliyor. “Takıntılı hayranlık” gibi kavramlarla suçun ciddiyeti göz ardı edilebiliyor. Kadınların maruz kaldığı şiddet ve cinayetler çoğu zaman “özel yaşama”, “aile meselesi” gibi retoriklerle gizleniyor. Bu durum kamuoyu baskısının ve medya refleksinin eksik olmasına yol açıyor.

3- Yasal Düzenleme Alt Sınırlarının Düşüklüğü: Örneğin, 6 aydan başlayan ceza süresi, nitelikli hallerde artış görülse de ne yazık ki tatmin edici boyutta değildir.

4- Cinsiyet Eşitsizliği ve Toplumsal Yapı: Kadının ikincil görülmesi, kadının hareket alanının kısıtlanması gibi sosyal cinsiyet normları, şiddeti ve takibi besleyen unsurlardır. Ayrıca hukuki normların varlığı tek başına yeterli değildir.



ISRARLI TAKİP İLE KADIN CİNAYETLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

• Israrlı takip, şiddetin tırmanma hızı açısından önemli bir risk faktörüdür. Bu davranış biçimi zamanla daha ağır şiddet davranışlarına; fiziksel saldırı, tehdit, taciz, psikolojik şiddet gibi formlara dönüşebilir.

• Koruma tedbirlerinin yetersiz olması durumunda takip davranışı eskisi gibi devam eder; mağdurun korunamaması, failin cesaretlenmesi, şiddetin görünmez alanlarda devam etmesi cinayete zemin hazırlayabilir.

• Özellikle ev içi şiddet, ayrılma veya boşanma süreci, uzaklaştırma kararlarının sonlanması gibi kırılgan zamanlarda takip ve tehdit vakaları artmaktadır.




ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

1-Hukuki Düzenlemelerin Güçlendirilmesi ve Uygulanması

• Israrlı takip suçu için belirlenen cezaların en alt sınırının daha yüksek olması.

• Uzaklaştırma kararlarının etkin takibi; failin bu karara uymadığı durumlarda yaptırımların uygulanması.

• Koruma kararlarına uyulmaması durumunda hızlı müdahale mekanizmalarının işletilmesi.

2-Mağdurların Desteklenmesi

• Mağdurlara acil yardım hattı, psikolojik destek, sığınma evleri, ücretsiz hukuki danışmanlık gibi servislerin yaygınlaştırılması.

*  Kolluk kuvvetleri, sağlık çalışanları, adli merciler arasında koordinasyonun sağlanması.

3- Eğitim ve Toplumsal Farkındalık

• Toplumda ısrarlı takip davranışının bir suçu olduğunu vurgulayan kampanyalar, medya çalışmaları, kamu spotları yapılması.

• Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği, saygı eğitimi; gençlik döneminde davranış normlarının değiştirilmesine yönelik programlar.

4- Veri Toplama ve İzleme

• Kadına yönelik şiddet ve ısrarlı takip vakaları hakkında sistemli veri toplanması; şüpheli ölümler de dahil olmak üzere şiddetin her tür biçiminin kayda geçmesi.

•Yerel yönetimler, kadın örgütleri ve devlet kurumları arasında veri paylaşımı; erken uyarı mekanizmalarının kurulması.

5-Yargı ve Kolluk Reformu

• Mahkemeler, savcılıklar, polis içinde toplumsal cinsiyet odaklı eğitimler yapılması.

•Faillerin tutuklanma durumu, ceza ertelemesi gibi uygulamaların mağdur güvenliği açısından yeniden değerlendirilmesi.


SONUÇ

Israrlı takip, kadına yönelik şiddetin görünmeyen ama ciddi bir boyutudur; yalnızca tek başına zarar verici değil, aynı zamanda daha ağır şiddet biçimlerine geçişte bir uyarı niteliğindedir. Türkiye’de hem kadın cinayetleri hem de şüpheli kadın ölümleri artış göstermeye devam etmektedir. Hukuki düzenlemeler umut verici olsa da, uygulamada karşılaşılan sıkıntılar ve toplumsal normların etkisi, şiddetin önlenmesini zorlaştırmaktadır. Gerçek değişim için yasal düzenlemelerin tam uygulanması, toplumsal farkındalık, mağdurların korunması ve veri temelli bir yaklaşım şarttır. Israrlı takip bu gün Türkiye’de hukuki düzenlemeler açısından önemli mesafe kat etmiş; fakat hâlâ uygulama, ceza ve koruma bakımından boşlukları da barındırmaktadır. Mağdurların haklarının korunması, adalet sisteminin duyarlılığı ve toplumsal bilinçlenme ile birlikte, bu tür fiillerin şiddete dönüşmeden engellenmesi mümkündür. Türkiye gündeminde ısrarlı takip meselesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede kritik bir kavşaktır.


Av. Merve AYBAR GÜLER
















Lütfen Bekleyin
İHBARDA BULUN