
Aslında bütün hikaye iki yabancının tanışması, birbirini sevmesi üzerine kurulur .Gerçekten sevdiler mi bilmem, geçmişe baktığımda bundan ben de çoğu zaman emin olamıyorum. Ama senin hikayen, benim ve diğerleri gibi iki yabancının artık yabancı kalmamasıyla başladı. Annenin babana söylediği bir merhabayla ya da babanın annene bıraktığı bir çapkın gülüşle…
Durum buradan da yeterince açıktı aslında, belki sen de benim gibi olayı hemen anlamadın. Dünyaya gelmek için iki yabancının hikayesinde bir özne olmayı bekledin . Sonra dünyaya gelince işler kolaylaşacak diye düşündüysen, seni uyarmak isterim doğmak için iki yabancının birbirini sevme ihtimaline ,yaşamak içinse bu sevme halinin devam etmesine ve daha birçok değişkene ihtiyacın var .Kısaca senin hayatın düşündüğün kadar senin hayatın olmayabilir .
Eğer bir gün kendi hayatınla karşılaşmak istersen kaybolmaktan, kaybetmekten korkma. Kaybolmadan bulamaz, kaybetmeden kazanamazsın . John A. Shedd‘ in dediği gibi ‘’Gemiler limanda daha güvendedir ama gemiler bunun için yapılmaz ‘’ ki benim hayatımda hiçbir liman açık denizler kadar güvenli olmadığı için, sana kendi geminin kaptanı olmayı nasıl başaracağından veya çoktan bunu başardığından ama nasıl fark etmediğinden bahsedeceğim.
O halde beklemeyelim yelkenler fora …
Fırtınalı bir denizde gece önünü görmeden gözlerin kapalı başkalarının eli dümendeyken o gemiyi sürdüğünü hayal etmeni istiyorum, yolu görmeden nasıl sürmeye devam edebilirsin ki. Ama çoğu zaman en yakınında kiler bunun senin için güvenli olduğunu hatta bunun dışında senin asla yola çıkmayacağını söyleyecekler, yani sana düpedüz yalan atacaklar .Onlar kendi hayatlarına giden rotayı sanki senin hayatınmış gibi sana allayıp pullayıp satmaya çalışacaklar ve gözlerin kapalıyken olurda gemiyi karaya vurdurursan, bunun senin hatan olduğunu ve bir daha gemiye dahi binmemen gerektiğini söyleyip, seni bilinmezliğin ortasında kalmaya mahkum edecekler. Kendi yaptıkları hataları sanki sen yapmışsın gibi lanse edip, seni oracıkta çaresiz hale getirerek, kendilerinin senin çaren olduğunu anlatacaklar .İnanma !
Küçükken belki yine onlara sorsaydın senin yürüyemeyeceğini de söyleyeceklerdi, ama sen kelimeleri anlamadığın için bir sefer düştün diye yürümekten vazgeçmedin, hatırla .
Yaşın henüz tek rakamlardayken nasıl olsa okuyamayacağına karar verdikleri için okula dahi gönderilmediğini ama kendi çabanla okuma yazma öğrenip şimdiye kadar okuduğun her şeyi hatırlamanı istiyorum.
Diyelim ki okula bir şans gittin, her seferinde kendi geçemedikleri derslerden ya da hiç bilmedikleri konulardan, 100 üzerinden 98 dahi alsan, senin başarısız olduğunu söyleyen ve senden hiçbir şey olmaz diyen yakın çevrenin, sana o kadar da yakın olmadığını hatırla .
Aldığın ilk kırmızı kurdeleli karneyi koşa koşa babana getirdiğinde, bunu nasılsa herkese vermişlerdir deyip de kenara fırlattığı o karnenin, senin tek başarın olmadığını, hatırla .
Büyüyüp üniversiteye gittiğinde dahi istediğin bölümü yazarsan başına türlü felaketler geleceğini hatta en iyi yolun okumamak olduğunu söyleyenlere rağmen, mezun olduğun günü hatırla .
Senden hiçbir şey olmaz diyen o çılgın kalabalığın, kabul edildiğin iş başvurularına kötü kadın olacağına dair derin endişeleri nedeniyle seni göndermediğini ama biriken kredi kartı borçlarının da yine senin maaşınla ödediğini unutma .
Nasıl olsa beceremeyeceğin ve hatta evi dahi yakacağın için yıllarca kapısından baktığın mutfağa, ancak onlar hasta olduğunda girebildiğini ve yaptığın yemeklerle iyileştirdiklerini unutma .
Çirkin olduğun için hayatının sonuna kadar gelinlik dahi giyemeyeceğini ancak tek giyeceğin beyaz elbisenin kefen olabileceğini düşünen mutsuz ve kalpsiz insanların, sen mutlu olduğunda ya da biriyle mutlu bir yuva kurmaya karar verdiğinde kıskançlıktan seni ablalıktan ya da kardeşlikten reddettiğini unutma , maalesef ki bu dünya da ki bazı insanlar sol yanında kalp taşımıyor .
Evlense de, ‘’Anne olamaz o kim annelik kim ‘’ diyen insanlarla yıllar sonra yolda karşılaştığında yanında evladınla ettiğin gülüşmeleri unutma.
Hastalandığında nasıl olsa ölecek diye yaygara çıkaran ve hatta öleceğinden emin oldukları için tedavi görmeni dahi istemeyen yakınlarının, sen iyileştikten sonra ‘’biz ölür diye bekliyorduk neyse sağlık olsun ‘’ demelerini unutma.
Her ağzı gözü olanın insan olmadığını, her kan pompalayan organın kalp olmadığını unutma .
Bunları sana hatırlatıyorum çünkü; bir gün geçmişi unutup başkalarının dediklerine göre kendini yargılamaya başlarsan, neleri başardığını ve nasıl hayatta kaldığını bir kez de benden duymanı istiyorum .
Kendini başarısız hissedersen bulunduğun yaşa kadar dahi sağ salim gelebilmenin bile tek başına bir başarı olduğunu hatırla, hele ki bunca kadın cinayeti varken .
Aldığın nefes göğsüne sıkıştırılıyorsa, sıkışmasın. Dünya da yaklaşık 8 milyon kişi her sene nefes almayı başaramazken, verdiğin nefesi almak bile bir başarı değil mi ?
Sen ne kazandığın para, ne mesleğin, ne de göründüğün kadarsın . Sen; sen olmayı başardığın kadarsın . Seninle konuşmak istemeyen insanların olduğu kadar, sohbetine doyamayacak insanların da olduğunu, seninle yaşamak istemeyen insanlar kadar ,senin gibi bir eş için dua eden insanlarında olduğunu unutma sadece .
Kendini işe yaramaz ya da başarısız hissedersen kendin olabilmek için ne kadar mücadele etmen gerektiğini, kaç cephede savaştığını, kazanmak için neleri feda ettiğini unutma. Hiç farkında olmadan 1 gün dahi kendi hayatını yaşama cesareti gösteremeden bu dünyadan göçüp giden insanlar varken, kendi hayatını fark etmenin ve yaşama cesareti göstermenin ne kadar büyük bir başarı olduğunu, sana tekrar hatırlatmak istedim.
Yapabildiğin şeyleri yalnızca yapmış olman, onların kolay ve herkes tarafından rahatlıkla yapılabileceği anlamına gelmiyor. Sende o beceri ve yetenek olduğu için yapabiliyorsun hepsi bu. Günümüz de ki kadınların hayatına bir bak, inşaatta çalışan, yerleri temizleyen, uçak kullanan ya da ekmek yapan kadınlara . Bu dünya da hayatta kalmak bir kadın için, erkelere oranlara göreceli olarak çok daha zorken ; bunca cinayet ve tecavüzün ortasında, sadece bir kadın olarak var olabilmek bile çok büyük bir başarı değil mi ?
Tam da bu yüzden her bir kadın, tek başına bir başarı hikayesidir .Şartlar böylesine zorken bazen sadece var olmak üstelik kendi hikayesiyle var olmak başlı başına başarının ta kendisidir.
Şimdi sevgili kadın dostum aynaya baktığında kendine gülümse ve ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırla. Sahiden hala başaramadığını düşünecek misin ?
MELİKE GÖKÇE ULUĞ